Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu

19 Mar 2015

2 Yaş Sendromu Denilen Dönem Gelip Çatarsa...





Uykuydu ,  rutindi, beslenmeydi derken yepyeni bir dönemin eşiğindeyiz. 2 YAŞ SENDROMU.

Yazılanlar ve anlatılanlar kadar zor bir dönem mi henüz bilmiyorum. Ama her zaman yaptığım gibi kapımızı bu sendrom çalmadan araştırıp okumaya başladım. Ne ile karşılaşacağımı bilirsem altından kalkmak daha kolay olur diye düşünüyorum.

2 yaş sendromunda cümle bellidir. 

BEN BURADAYIM, BEN DE BİR BİREYİM,BEN ,BEN,BEN

Bu sendrom adında geçtiği gibi 2 yaşında başlamıyor. kaynaklarda 18 ay civarı başladığı belirtilmektedir. En geç ise 30. ayda bu öfke nöbetleri kapınızı çalarmış. Elbette daha erken de başlama sinyalleri verebilir. Bebeğiniz erken yürümeye başladıysa bireyselleşme adımını daha erken attığından kapınızı erken çalma ihtimali muhtemeldir. Ancak melek bebek olarak adlandırılanlar hiç bu sendroma girmeyedebilirmiş.

Başladığını kapınıza dayandığını şu şekilde anlayabiliyorsunuz. Eğer bebeğinize yapmaması gereken birşey söylediğinizde yapıyor ,yada istediği olmadığında kendini yerden yere atıyorsa sendroma hoşgeldin diyebilirsiniz. Bunlar hızla yaklaşan sendromun ayak sesleridir. Daha önce hiç istemediği şeyleri talep edebilir. Amaç ; sizi test etmek ve yaptıracak gücü olup olmadığını görmek.

İnatlaşmalar ve ağlamalar da bir çatışma ortamı yaratılıyorsa uzun bir sürece dönüşebiliyormuş. Bu nedenle de sendrom demişler. 

Bilimsel kaynaklara göre bu inatlaşma dönemi özerklik dönemi olarak adlandırılıyor. Bu bebeğinizin gelişimi için aslında önemli birşey. Normal gelişme gösteren bebeğinizin karşı çıkması ,direniş göstermesi gerekiyor.
Yapılması gereken artık büyüdüğünü kabul etmek. İtirazlarına saygı göstermek ve ona seçim hakkı tanımak. Elbette tüm bunları burada yazdığım gibi yapabilmek anne baba için hiç de kolay değil. Çünkü karşınızda isteklerini ağlayarak ve bağırarak yaptırmaya çalışan küçük bir insan var. Ve bu stresli ruh hali hayli bulaşıcı olabiliyor. Sonucunda da bol asabiyet getirebiliyor.

Çocuklar bu dönemde bir kaşif edasıyla hareket ederler.Gördükleri her nesne,duydukları her ses onlar için yeni bir öğrenme anlamına geliyor. Bizim görevimiz algılarını ve zihinsel gelişimlerini desteklemek olmalı. O nedenle söyleyeceğiniz her HAYIR onun gelişimini engelliyor ve daha sinirli bir hal almasına neden olabiliyor. Ayrıca bu dönem çocuğu henüz kendini tam olarak ifade edemediğinden ,duygularını nasıl göstereceğini bilemediğinden daha asabi olabiliyorlar. Bunun sonuncunda da bağırış çağırışlar başlıyor. 


Bizden örnek verecek olursam. Ömer Çağan 2 yaş sendromuna yavaş yavaş giriyor. Çok yüksekte olmaması kaydıyla evde ulaşamayacağı köşe,çıkamayacağı yer neredeyse kalmadı. Ona zarar verecek şeylerde kibarca açıklama yapıp ilgisini başka yöne çekmeye çalışıyorum. Ama ona çok zarar verecek bir noktadaysa sert bir HAYIR çıkabiliyor ağzımdan. Böyle zamanlarda çok bozuluyor. Çok uykusu olsa da biraz daha oynamayı tercih ediyor her zaman. Ya da biraz daha kitap okuyayım istiyor. 

Böyle durumlarda iyiki  rutinimiz var demeye başladım. Eğer olmasaymış uyku konusunda savaşacakmışız onu anladım.

Bende bu dönemde miniğime doğru davranabilmek için kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Nasıl davranmam gerektiğini öğrenmeye çalışıyorum. Yapmamız gerekenleri şöyle sıralayabilirim.

Bebeğimizi daha çok kucaklamalı ve sevdiğimizi daha çok söylemeliyiz.  Dikkatini başka bir konuya ,başka bir yöne çekmeye çalışmalıyız.

Ev dışında sinir ataklarını nasıl yöneteceğiz? Bebeğimizi alıp bir köşeye çekilip onun sakinleşmesi için zaman tanımalıymışız.

İnat ettiğinde bizim onun küçük olduğunu hatırlayıp inatlaşmamız gerekiyormuş.

Bu asabi davranışların doğal gelişimin bir parçası olduğunu unutmamalıymışız.

Eğer dikkatini dağıtmak yeterli gelmiyorsa,onunla ilgilenmeyi kesmeliymişiz. Kısa sürede sakinleşiyorlarmış. Baktı ki ; ağlayarak ilgi çekemiyor bundan vazgeçiyormuş.

Çocuğumuzun bu asabi davranışlarından şikayet etmek yerine, onun bir gelişim sürecinden geçtiğini anlayıp, büyüdüğünü kabul etmek daha rahatlatıcı olabilir. Bu gelişim sürecinin bir sendroma dönüşmesini engellemek zorundayız. Aksi halde sürekli ağlayıp bağıran bir çocuğa sahip olabiliriz. Onun ihtiyacı olan sevildiğini hissetmek, bolca öpüşüp koklaşmak ve birşeyler öğrenmesine destek olmak.

Ömer Çağan henüz ciddi sinir krizi geçirmedi. Heyecanla bekliyorum :)) Bir yandan da korkuyorum :))





Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

4 yorum:

  1. yağız da bende belki tecrubesizdim cok inatlastım cocukla hepimize zindan oldu o donem huysuz bir cocuk oldu cıktı ela bugun 2 yasına girdi cokda inatcı bir cocuk ama ben ve babası sakin kaldıkca o sinir krizlerini cok daha kolay atlattıgını gorduk umarımda boyle devam eder tabi :)

    YanıtlaSil
  2. sakin kalmak zor ama yapılması gereken tek şey bu galiba. umarım sizin gibi sorunsuz atlatırız bizde.

    YanıtlaSil
  3. Daha dur 3 yaşını bekle diyorlar :P Aslında eskiden 2 yaş krizi mi varmış, şımarıklık yapma derler geçerlermiş, şimdi bakarsan ooo hoooo :) hepimizinki ayrı canavar.. Ya da biz mi daha tahammülsüzüz, daha az zamanımız ve daha çok koşturmacamız var, onu bilmiyorum işte..

    YanıtlaSil
  4. 3 yaş mı? bilmiyorum ki eskilerin yaklaşımı daha farklıydı galiba çocuklara biz fazla araştırıp irdeliyoruz galiba. bir de önceden çocuklar sokaklarda büyürmüş şimdi daha çok dört duvar arasında ve her nekadar bir sürü aktivite bulmaya çalışsak da doğa da ki gibi olmuyor. bizimki dışarıda evdeki canavar halini terkediyor mesela. eskilerin püf noktası budur bence :))

    YanıtlaSil